30 Temmuz 2015 Perşembe

KİM EŞİNİ VE ÇOCUĞUNU DİRİ DİRİ YAKMAK İSTER Kİ !



Bir kent düşünün özgürlüğüne düşkün...

Gururlu…

Esir düşmek yerine ölmeyi tercih eden…

Eşini ve çocuklarını diri diri yakmayı göze alan..


"Pers ordusu, başında komutanları olduğu halde Xanthos Ovası'na indiği zaman, Xanthos'lular bitmez tükenmez kuvvetlere karşı az sayı ile dövüştüler, yiğitlikte nam saldılar, ama yenildiler, kentlerine geri atıldılar, kadınları, çocukları, hazineleri ve köleleri kaleye doldurdular. Alttan, yandan ateşe verdiler. Öyle ki yangın kaleyi yerle bir etti. Bundan sonra birbirlerine korkunç yeminlerle bağlanarak düşmana saldırdılar ve Xanthos'ta oturanların tümü de savaşarak öldüler." (Heredot M.Ö. 545 )

Antik Tiyatro




























Patara tatilimizin 6. günüydü. Neredeyse bir haftadır bir antik kentin içinden denize girmenin tadını çıkarmıştım. Sahilde zamanımı antik kentlerin tarihlerini okuyarak geçiriyordum. ( Ne kadar entelektüelsem artık) kim hangi kente komşu, kimlerle savaşmış, hangi uygarlıklar tarafından işgal edilmiş, savaşı kim kazanmış..


"Gürültü patırtının ortasında sükunetle dolaş;

Sessizliğin içinde huzur bulduğunu unutma. 

Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. 

Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık 
unutmak olsun.

Bağışla ve unut. 

Ama kimseye teslim olma”



Her birinin hikayesi birbirine benzer gibi geldi ve bir süre sonra ilgimi çekmez oldu..Taaki bir zamanlar Eşen Çayı'nın kıyısına kurulan Likya’nın en büyük kenti Xanthos (Santos ) Antik Kentini okuyana kadar..


İçten ol;

Telaşsız kısa ve açık seçik konuş. 

Başkalarına da kulak ver.

Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları;

Çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır. 

Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. 


Eşen Çayı; Xanthos halkının topluca intihar ettikleri uçurum



İnsanı garip duygulara sevk eden bir şehir burası, iki kere büyük yangın geçirmiş. Yangının hüznü hala üzerinde.  Pek çok kez istila edilmiş. Halkı kahramanca direnmiş her seferinde. Şehirde eli silah tutan herkes gerektiğinde canı pahasına savaşmaktan kaçmamış. Pers istilasında çaresiz duruma düşen halkın erkekleri savaşırken istilayı önleyemeyeceklerini anlayınca, yaktıkları büyük bir ateşin içine şehrin tüm kadınları çocuklarını almışlar. Önce tüm kadın ve çocuklarını öldürmüşler, sonrada kenti ateşe vererek uçurumdan atlayarak topluca intihar etmişlerdir.

Düşmana teslim olmaktansa topluca intihar etmeyi göze alan halkın hüzünlü şiiri bulunmuş bir tablette..


Evlerimizi mezar yaptık, 
Mezarlarımızı ev,

Yıkıldı evlerimiz, 

Yağmalandı mezarlarımız,

Dağların doruklarına çıktık, 

Toprağın altına girdik, suların altında kaldık

Gelip buldular bizi
Yakıp yıktılar, yağmaladılar bizi,
Biz ki analarımızın, kadınlarımızın,
Ve ölülerimizin uğruna,
Biz ki onurumuz ve özgürlüğümüz uğruna,
Toplu ölümleri yeğleyen, bu toprağın insanları,
Bir ateş bıraktık geride, 

Hiç sönmeyen ve sönmeyecek olan


Xanthos'da gün batımı


Tarih boyunca bu şehre hiç sahip çıkılmamış. Günümüzde de harabe olarak terk edilmiş. O kadar terk edilmiş ki antik kente girdikten sonra keyfiniz yeterse müze gişesine gidip bilet alıyorsunuz…



Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. 

İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur. 

Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. 

İşini öyle seveceksin ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın. 

Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. 

Sevmediğin zaman sever gibi yapma. 

Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. 

İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. 

Ve unutma ki;

İnsanlığın yüzyıllardır öğrendikleri,

Sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir. 


Xanthos'un keçileri

Her şey ortada; eserlerin yanında hiçbir açıklama yok, koruma yok, istediğiniz kadar yaklaşabiliyor hatta üzerine bile çıkabiliyorsunuz. Bu gururlu kentin taşlarının üzerinde otlar çıkmış. Keçiler geziyor. Her yer keçi pisliği. İnsanlar sigaralarını taşların üzerine söndürmüş.  Zaten büyük bir kısmı çalınmış.


Aşka burun kıvırma sakın;

O çöl arasındaki yemyeşil bir bahçedir.

O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma. 

Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et.

İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer.

Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. 

Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür. 





 Yerlerdeki mozaiklerin taşlarını ziyaretçiler sökmüşler. Kalan kısımları korumak için yıllar evvelinden mozaiklerin üzeri keçe ile kaplanmış ve üzerine taş dökülmüş. Ziyaretçilerin görmesi için bazı kısımları açılmış. Açılan kısımlardan da insanlar sökebildiklerini götürmüşler.

Üzerine taş dökülen mozaik alan; görülsün diye açılan kısım



Yılların geçmesine öfkelenme;

Gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe.

Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. 

Rüzgarın yönünü değiştirmediğin zaman, yelkenlerini rüzgara göre ayarla.

Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil,

Gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir. 

Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki,

Evreni yargılamak imkansızdır. 

Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol.
 


Tüm şehrin altına su boruları döşenmiş



Xanthos uygarlığı o kadar gelişmiş bir uygarlık ki tüm şehri dolanan temiz su ve atık su borularını görmek mümkün. Günümüzde hala kanalizasyon sistemi olmayan ilçeleri düşündüğümüzde ne kadar gelişmiş bir kent olduğunu anlıyoruz.

Atık su kanalları şehri çevrelemiş



http://www.yollardan.com/letoon_xanthos/   sitesinden alınmıştır.


Gördüğümde içimi sızlatan kral mezarlarının orijinali British Museum’da olduğunu öğreniyorum. Orijinallerini sallara yükleyerek eşen çayı aracılığı ile denizde bekleyen gemilere aktarmışlar ve İngiltere’ye kaçırmışlar. Doğrusu kimsede siz ne yapıyorsunuz dememiş.

Lahitlerde hiçbir koruma yok demiştim; ben de bu pozu verirken aslında zarar veriyorum biliyorum..


Hatırlar mısın doğduğun zamanları:

Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. 

Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. 


Sabırlı, sevecen, erdemli ol. 


Eninde sonunda bütün servetin sensin. 

Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekanıdır."


Xanthos, M.Ö.9.yy









 PS: Yazıma küçük bir kertenkelenin Xanthos kentindeki gezintisiyle veda etmek isterim.

Aralara eklediğim şiir Xanthos kentinin girişinde bulunan büyük sütunun üzerine yazılmış. 






Fransız arkeolog tarafından literatüre kazandırılmış.Ama ne yazık ki yanında ne yazdığına dair hiç bir açıklama yok. Uzun araştırmalar sonunda ne yazdığına ulaştım. Ve o kadar şaşırdım ki 1996 yılında günlüğümün içine el yazısıyla iliştirdiğim notla aynıydı..Çocukluk arkadaşım canım Seda ile okuyup okuyup düşünürdük üzerinde.. Ne günlerdi..

30.07.2015
Ş.A

3 yorum:

  1. Ruhu olan bir antik sehir....
    Kesinlikle gorulmeli...

    YanıtlaSil
  2. En kısa zamanda görmek istiyorum. Çok hoş bi gezi notu hazirlamissiniz. Gitmiş kadar olduk :)

    YanıtlaSil

Yorumun en kısa sürede sayfamda yayınlanacak.
Teşekkür ederim :)